Müge Serin, İnci Furni’nin Bir An İçin Durdu isimli kişisel sergisiyle bağlantılı olarak formüle ettiği birtakım soruları ele alarak, sergiyi kimi felsefi metinler ve pasajlarla diyalog içinde okuduğu bir sunum yapacak.
“Gündelik hayatla potansiyelin bağını nasıl kurarız, peki ya aralarındaki ayrımı nasıl açıklarız? Potansiyellik de gündelik hayat gibi, maddi nesnelerle iç içe geçmeye mi meyleder, onlarda barınır ya da onları mı kat eder, kısmen nesnelerden ve daha ziyade öznelerden ileri gelen bir yetkinlik ya da yetersizlik midir, yetilerle ilişkisi nedir? Potansiyellik salt aktüellik içinde mevcutsa eğer, işlevselliklerinden kurtulmuş ya da işlemeyen nesnelerin yanı başında onu ne sebeple yoğun bir şekilde duyumsarız? Aktüel, varlık-olmayan’ın varoluşunun, var olmama gücünün askıya alınmasıysa ve bulunmayışın mevcudiyetiyse potansiyel, gölgelerimize ve gölgelere belki de daha çok önem atfetmeliyiz. Yoksa potansiyele doğrudan yaşam mı demeliyiz: farkın geri dönüşünün varlığının karakterize ettiği ifade edici yaşam. Yoksunluktan ibaret olmayan bir bulunmayışı nasıl tasavvur ederiz ya da onu nasıl deneyimler, kendimizi onda nasıl temaşa ederiz? Kendi kendini etkilemenin, kendi kendinle duygulanmanın koşulları neler? Dilin ifade edilebilirliğini tüketemeyen söylemlerin aralıklarını, boşluklarını ve onlarla etkileşime giren sıradan, yalın, acayip, aykırı, komik şeylerin oluşturdukları tümüyle farklı bir seriyi deneyimlerken kategorilerle ve temelle yüzleşiyoruz. İnci Furni Bir An İçin Durdu’da çokluğu çağırırken sanki bir yandan nötr düşüncesiyle iştigal ediyor, diğer yandan kategorilerden özgürleşen şeylerin göçebe neşesini hissettiriyor. Ayaklarımız yerden kesilmişken bu şeyler gibi yükselebilecek miyiz? André Breton’a göre kelimelerin karşısında kifayetsiz kaldığı o ayrıcalıklı duyumlar tam da iletilebilir olmadıkları için en eşsiz zevklerin kaynağıydı, Foucault ise ilk kahkahaya müteakip endişeyi hayli ciddiye almıştı. Göz önünde tuttuğum sorularla Furni’nin sergisini tekrar ziyaret ediyor olacağım: ‘görünebilir ve söylenebilirin birbirine akın ettiği’ şüpheli bir okuma denemesi.” (Müge Serin)
Konuşma dili Türkçe'dir.
Etkinlik ücretsizdir.
Yaklaşık süre: 1 saat*
*Etkinlik süreleri farklılık gösterebilir. Ziyaretinizi daha kolay planlamanız için belirtilen yaklaşık sürelerdir.
Müge Serin lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1998 yılında, yüksek lisans eğitimini aynı üniversitenin Tarih Bölümü’nde 2002 yılında tamamladı. 2002-2006 yılları arasında SUNY Binghamton Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde doktora programına devam etti. Burada Gisela Brinker-Gabler, Christopher Fynsk ve William Haver’ın rehberliğinde eleştirel teori ve felsefe odaklı çalıştı. Ontoloji ve etik arasındaki ilişkiyle, özellikle de sınır-deneyimlerin düşünce ve dille ilişkileriyle ilgilendi. Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Binghamton Üniversitesi’nde eğitmen olarak görev aldı. Boğaziçi Üniversitesi, Binghamton Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde sosyal bilimler, edebiyat ve felsefe alanlarında sunumlar yaptı. Farklı yayınevleri ve çevrimiçi yayınlar için sanat ve siyaset başta olmak üzere farklı alanlarda çeviriler yaptı. Bağımsız araştırmacı olarak çalışmalarına devam eden Serin’in son denemesi, “Sorgu Kipinde Düşünce: Edebiyat ya da Temelsizlik Kaygısı”, Pasajlar dergisinin ikinci sayısında yayımlandı (2019). Yayımlanan son çevirisiyse Hannah Arendt’in bilhassa hukuk ve ahlak felsefesine odaklanan makalelerinden oluşan Sorumluluk ve Yargı oldu (2018). Serin ikinci yüksek lisans derecesini Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Bölümü’nden biyo-politika içinde insan haklarının öznesi sorunsalıyla iştigal ettiği projesiyle almıştır.