Türkiye’nin ilk özel vakfı olan VKV’nin bünyesinde Koç Okulu, Koç Üniversitesi, Amerikan Hastanesi, Sadberk Hanım Müzesi, Arter gibi faaliyet alanlarının öncü kuruluşları sayılan kurumlar yer almaktadır.
VKV’nin kültürel çalışmalarının başlangıcı, 1980’de Türkiye’nin ilk özel müzesi olarak kurulan ve Türk ve İslam sanatlarının seçkin yapıtlarının yanı sıra Anadolu uygarlıklarını temel alan bir arkeoloji koleksiyonuna da sahip olan Sadberk Hanım Müzesi ile oldu.
VKV, kültür alanındaki çalışmalarını 1994’te Vehbi Koç ve Ankara Araştırma Merkezi (VEKAM), 1996’da Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED), 2000’de Antalya’nın eski şehir mahallesinde Kaleiçi Müzesi ve 2005’te Koç Üniversitesi bünyesinde Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin (ANAMED) kurulmasıyla sürdürdü.
VKV’nin çağdaş sanat alanındaki faaliyetleri 2005 yılı sonbaharında Melih Fereli’nin VKV Kültür-Sanat Danışmanı olarak atanmasını takiben oluşturulan uzun soluklu stratejik planın uygulamaya konmasıyla başladı. Bu plan çerçevesinde ayrıntılı bilginin aşağıda verildiği pek çok sergi ve yayın projesi desteklendi; uluslararası işbirlikleri başlatıldı ve önemli projeler hayata geçirildi.
VKV’nin çağdaş sanata odaklanma stratejisinin sürdürülebilirlik açısından en önemli örneği ve bu kapsamdaki en büyük projesi ise, 2010 yılında İstiklal Caddesi’ndeki binada faaliyetlerine başlayan ve 2019’da Dolapdere’deki yeni binasına taşınan Arter’dir. Vehbi Koç Vakfı’nın 50. kuruluş yıldönümünü kutladığı 2019 yılının Eylül ayında açılan Grimshaw tarafından tasarlanan yeni binasıyla beraber Arter, süregelen faaliyetlerini çok daha ileriye taşıyarak koleksiyondan ve koleksiyon dışından sergilerin yanı sıra farklı sanat disiplinlerinden performanslara ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
2021 itibarıyla 1.300’den fazla yapıt barındıran koleksiyondaki pek çok eser aynı zamanda dünyanın önde gelen sanat kurumları tarafından ödünç alınmaya ve farklı coğrafyalardaki sergilerde izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.
Koleksiyonda resim, heykel, fotoğraf, video ve film, yerleştirme, ses, ışık ve performans gibi çeşitli mecralarda 1960’lardan itibaren üretilmiş eserler yer alıyor. Çağdaş sanatın gelişim hikâyesini anlatmaya odaklanan koleksiyonda Türkiye ve geniş anlamda komşu coğrafyadaki sanat üretimi, uluslararası bir diyalog içinde ele alınıyor.
VKV, çağdaş sanat alanındaki üretimi öncelikle Türkiye’de hem de uluslararası bağlam içinde desteklemeye yönelik önemli adımlarından biri olarak 2008 yılında Berlin’de TANAS’ı açtı. Yönetimini VKV’nin gözetiminde René Block’un üstlendiği TANAS’la Vehbi Koç Vakfı, Türkiye’deki sanatsal üretimin görünürlüğü ve tanınırlığı için önemli bir uluslararası platform kazandırmış oldu.
Vehbi Koç Vakfı’nın çağdaş sanat projelerine odaklanan stratejisinin önemli evrelerinden biri olarak beş yıl devam etmesi öngörülen TANAS’ta ağırlıklı olarak Türkiye’den sanatçılara yer veren toplam 22 kişisel ve karma sergi gerçekleştirildi; bu sergilere sanatçı konuşmaları, paneller ve çeşitli sanat profesyonelleri rehberliğinde gerçekleşen özel sergi turları eşlik etti. Misyonunu tamamlayarak planlandığı gibi 2013 yılı sonu itibarıyla kapanan TANAS, açık olduğu 5 yıl boyunca Berlin’in canlı uluslararası sanat ortamında Türkiye çağdaş sanatına odaklanan bir merkez olarak sanatçı, küratör, yazar ve öğrencileri bir araya getiren kapsamlı bir üretim ve tartışma platformu işlevi gördü.
Vehbi Koç Vakfı Avusturya’daki TBA21 (Thyssen-Bornemizsa Art Contemporary) ile işbirliğinde gerçekleştirdiği Tactics of Invisibility (Görünmezlik Taktikleri) başlıklı serginin de destekçisi oldu. Türkiye’den 15 çağdaş sanatçının yapıtlarını bir araya getiren sergi, TBA21’in ardından Berlin’deki TANAS’ta ve İstanbul’da Arter’de gösterildi.
TBA21’in 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında 22 Mayıs 2010 tarihinde İstanbul’da hayata geçirdiği The Morning Line projesi de yine Vehbi Koç Vakfı’nın desteğiyle gerçekleşti.
Vehbi Koç Vakfı ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi için vkv.org.tr web sitesini ziyaret edebilirsiniz.